1 Mart 2014 Cumartesi

Mesleğimiz

Mesleğimiz terk-i enâniyet ve uhuvvet dir. 13.Ş: 343

Mesleğimiz şükürdür. Ve her şey’de bir vech-i rahmeti, bir cihet-i ni’meti görmektir. O. L: 672

Mesleğimiz halîliye dir. 21. L: 162

Mesleğimiz cadde-i kübrâ-yı Kur’âniyye dir. 21. L: 163


Mesleğimiz terk-i enâniyet ve uhuvvet dir. 13.Ş: 343




Mesleğimiz şükürdür. Ve her şey’de bir vech-i rahmeti, bir cihet-i ni’meti görmektir. O. L: 672




Mesleğimiz halîliye dir. 21. L: 162




Mesleğimiz cadde-i kübrâ-yı Kur’âniyye dir. 21. L: 163




Mesleğimiz tarîkat olmayıp, belki hakîkattır. 21. L: 163




Mesleğimiz hakîkat veuhuvvettir. 21. L: 165




Mesleğimiz uhuvvettir. Uhuvvetteki makâm geniştir. 21. L: 166




Mesleğimiz tecâvüz değil, tedafü’dür, hem tahrib değil tâmirdir, hem hâkim değiliz, mah-kûmuz. Bize tecâvüz eden hadsizdirler. K: 77




Mesleğimiz müsbet hareket etmektir. K: 242




Mesleğimiz sırr-ı ihlâsa dayanıp, hakâik-i îmâniye olduğu için; hayât-ı dünyaya, hayât-ı ictimâîyeye mecbûr olmadan karışmamak tır. K: 246




Mesleğimiz rekâbet ve tarafgirliğe ve mübârezeye sevkeden hâlâttan tecerrüd etmektir. K: 246




Mesleğimiz müsbet harekettir. Menfî tarzda hücûma hâlimiz müsâit değildir. Gm. 2; 385




Mesleğimiz tarîkat değil, îmânın hakîkatlarıdır. Em.2: 193




Mesleğimiz a’zamî ihlâstır; değil benlik, enâniyet, dünya saltanatı da verilse, bâki bir mes’ele-i îmâniyeyi o saltanata tercih etmek a’zamî ihlâsın iktizâsıdır. Em.2: 246




Mesleğimiz uhuvvettir, kardeş kardeşe peder olamaz, mürşîd vaz’iyetini takınamaz. E: 15




Mesleğimiz ahlâk-ı Ahmediyye (A.S.M.) ile tahallûk ve Sünnet-i Peygamberîyi ihyâ etmektir. D: 56




Mesleğimizde benlik, enâniyet, şân ü şeref perdesi altında makâm sâhibi olmak öldürücü zehir gibi dir. K: 146




Mesleğimizde ihlâs-ı tâmmeden sonra en büyük esâs, sebât ve metânettir. K: 248




Mesleğimizde hizmet vardır. Baba himmet, oğlum hizmet dediğigibi. Gm. 2; 78




Mesleğimizde kuvvet var. Fakat bu kuvvet, âsâyişi muhâfaza etmek içindir. Em.2: 241




Mesleğimizde enâniyet olmadığı için bir mum hükmüne geçmeyen şahsiyetimi, Kur’ân’ın hakîkat güneşinden feyiz alan Risâle-i Nûr’un şahs-ı ma’-nevîsinin kameri bağlanmaz ve tâbi’ edilmez. O çürük fâni şahsiyetim, o bâki yüksek ağır hakîkatı kaldırmaz. O çürük şahsiyete gelen ârızâlarla o kamer hüsûf olamaz. (Bediüzzaman) G.M.3: 2




Risâle-i Nûrun Mesleği hillettir. Em.2: 188




Risâle-i Nûrun Mesleği zihinlerde bir iz bırakmamak için, sâir ulemâya muhâlif olarak, muârızların şübhelerini zikretmeden öyle bir cevâb verir ki, daha vehim ve vesveseye yer kalmaz. İ: 6




Risâle-i Nûrun Mesleği nezihâne ve nâzikâne ve kavl-i leyyindir. 23. L: 176




Risâle-i Nûrun Mesleği sâir tarîkatlar, meslekler gibi mağlûb olmayarak belki galebe ederek pek çok muannidleri îmâna getirmesi pek çok hâdisâtın şehâdetiyle, bu asırda bir mû’cize-i ma’neviye-i Kur’âniyye olduğunu isbât eder. E: 63




Risâle-i Nûrun Mesleği tarîkat değil, hakîkattır; sahâbe mesleğinin bir cilvesidir. E: 67




Risâle-i Nûrun Mesleği hakîkat ve sünnet-i seniyye ve ferâize dikkat ve büyük günahlardan çekinmek dir. E: 241




Risâle-i Nûrun Mesleği tarîkata ikinci, üçüncü derecede bakar. E: 241




Risâle-i Nûrun Mesleği bu zamandaki hayat şartlarına, insanların ahvâl-i rûhiyelerine göre en selâmetli, en kısa ve umûmî bir cadde-i Kur’ândır. T: 28




Risâle-i Nûrun Mesleği vazîfesini yapar, Cenâb-ı Hakk’ın vazîfesine karışmaz. K: 259




Risâle-i Nûrun Mesleği serâpa ilim ve tefekkür üzerine gitmektedir. T: 28




Risâle-i Nûrun Mümtâz Mesleği; ehl-i bid’a ile değil fiilen, belki fikren ve zihnen dahi meşgûl olmağa müsâade etmez. K:251




Risâle-i Nûrun Mesleğinde hubb-u Âl-i Beyt esâstır, elbette hakîkî Alevîler kemâl-i iştiyâkla o dâireye girmeleri gerektir. E: 242




Risâle-i Nûrun Meslek-i Esâsı; ihlâs-ı tam ve terk-i enâniyet ve zahmetlerde rahmeti ve elemlerde bâki lezzetleri hissedip aramak ve fâni ayn-ı lezzet-i sefîhânede elîm elemleri göstermek dir. 13.Ş: 302




Risâle-i Nûrun Meslek-i Esâsı; îmânın bu dünyada dahi hadsiz lezzetlere medâr olmasını ve hiçbir felsefenin eli yetişmediği noktaları ve hakîkatları ders vermekdir. 13.Ş: 302




Meşrebimiz hıllettir. Hıllet ise, en yakın dost ve en fedâkâr arkadaş ve en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmerd kardeş olmak iktizâ eder. Bu hılletin üss-ül esası, samimî ihlâstır. Samimî ihlâsı kıran adam, bu hılletin gayet yüksek kulesinin başından sukut eder. Gayet derin bir çukura düşmek ihtimâli var. Ortada tutunacak yer bulamaz. 21. L: 162




Risâle-i Nûrun Meşrebi müştâkâne şefkattir ve re’fetkârâne muhabbettir. 8. Ş: 734




Risâle-i Nûrun Meşrebi izhâr-ı hâcet etmemek ve ehl-i dünyanın cemâatlerindeki o sû’-i istimâl edilen iâneler toplamak gibi, başkaların malî yardımlarını istememek ve dünya menfaâtı için mukaddesâtı âlet edenlerin nazarlarında ihlâs zararına “ver” dememek, belki istemeden verilse ve kabûlü ricâ edilmek şartıyla alınmaktır. Yoksa bu kadar rakîbler karşısında, nûrların hâlis ve sâfi mesleğini muhâfazası müşkil olur. G.M.2: 164


Meslekler, Mezhebler ne kadar bâtıl da olsalar, içinde ukde-i hayâtiyesi hükmünde bir hak, bir hakîkat bulunur. Eğer âsârına ve neticelerine hükmeden hak ve hakîkat ise ve menfi cihetleri müsbet cihetlerine mağlûb ise, o meslek haktır.Eğer içindeki hak ve hakîkat neticelere hükmedemiyor ve menfi ciheti müsbet cihetine galebe ediyorsa, o meslek bâtıldır. Onun ehli, ehl-i bid’a ve dalâlet olur. O.M: 465


ص



Mesleğimiz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder